Görüş Bildir

İlber Ortaylı Haberleri

İlber Ortaylı ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. İlber Ortaylı ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

18. Aydın Doğan Ödülü Ozan Sağdıç'ın
Aydın Doğan Vakfı'nın kurucusu adına 1996 yılından bu yana düzenlediği Aydın Doğan Ödülü'nün, Vakıf Yönetim Kurulu 2014 yılında 'Fotoğraf' alanında verilmesine karar verdi. Doğan Hızlan (Başkan), Ersin Alok, Ozan Bilgiseren, Güler Ertan, Kamil Fırat, Ara Güler, Sabit Kalfagil, Sebati Karakurt, İzzet Keribar ve Engin Özendes'ten oluşan Seçiciler Kurulu 13 Mart 2014 Perşembe günü yaptığı toplantıda 1950'li yıllardan bu yana fotoğraftaki sürekliliği, güncel yaşamın belgelenmesindeki 'dil tutarlılığı' ve Cumhuriyet Türkiye'sinin görsel belleğine katkılarından dolayı Ozan Sağdıç'ı oybirliği ile seçti. Seçiciler Kurulu ayrıca, fotoğraf alanında yaptığı hizmetlerden dolayı da, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü'ne hizmet ödülü verilmesine karar verdi. Aydın Doğan Ödülü, ülkemizde kültür, sanat, edebiyat ve bilim eserlerini yaratıcılarının kişiliğinde, çeşitli dallar için verilen uğraşları, özveriyi, kaliteyi ve mükemmelliğinin yanı sıra emek verenlerin çalışma ve birikimleri ile ulusal ve uluslararası platformda övgü kazananları, mesleklerine başladıkları günden bugüne kadar gösterdikleri başarılar doğrultusunda ödüllendirerek, Türk insanının kültürünü ve yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla veriliyor. Ozan Sağdıç'ın özgeçmişi Ozan Sağdıç, 1934 yılında Balıkesir'de doğdu. Çocukluğunu Edremit'te geçiren Sağdıç, ortaokul eğitimini İzmir Buca'da, lise eğitimini İstanbul Kabataş Lisesi'nde tamamladı. Fotoğrafla ilk olarak lise son sınıfta tanıştı. 1956'da Hayat Mecmuası'nda foto muhabiri olarak göreve başladı. 1930'lardan başlayıp 50-60'lı yıllara kadar süren Henri Cartier-Bresson'un öncülük ettiği gerçeklik akımını Hayat ile Türkiye'ye taşıyan kuşağın bir temsilcisi oldu. 1959 sonlarında Hayat mecmuasının Ankara bürosuna geçti. Çağla Çağı isimli bir şiir kitabı olan Sağdıç, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi ve H.Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi'nde sanat dersleri verdi. Ömer Hayyam ve Mevlana'nın rubailerini Türkçe'ye çevirdi, Nasrettin Hoca fıkralarını manzum tekniği ile anlattı, Nasrettin Hoca'nın fıkralarındaki hicvi, şiirin olanaklarını kullanarak vurguladı. AFSAD'a onursal üye seçildi. Orada,'Bir Kutu Makine ve Ben' adlı bir sergi açtı. Fotoğraf Sanatı Kurumu kurucu üyeleri arasında yer aldı. Fotoğraf dalında devlet sanatçısı seçildi. Hayat mecmuasından ayrıldıktan sonra Ankara'da yayın-endüstri, turizm fotoğrafları, takvim, poster çalışmaları yapan ve baskı hizmetleri veren bir işyeri açtı. Açmış olduğu sergilerin katologları yayınlandı: Yaşadığım Ankara'dan Sayfalar, Röportaj Fotoğrafları, Geçen Yüzyıldan İnsan Manzaraları, Doku, Baki Kalan Bu Kubbede, Dünyanın Çocukları, Çocukların Dünyası, Menderes Irmağı Boyunca, En Büyük Dinleyici İsmet İnönü, Doğa'nın Şiiri Kapadokya... Ankara Büyükşehir Belediyesi için 'Bir Zamanlar Ankara' ve TRT adına 'Dünyanın Bütün Çiçekleri' albümlerini hazırladı. Toplumcu, belgesel fotoğrafın ve fotojurnalizmin ilk temsilcilerinden olan Ozan Sağdıç, fotoğraf yaşamı boyunca günlük yaşama esprili bir dille yaklaşan bir tarz yakalamıştır. Ozan Sağdıç, 2010 yılında Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği'ne Onur Üyesi seçilmiştir. Geçmişten Günümüze Aydın Doğan Ödülü 1) 1997 Aydın Doğan Ödülü: Roman Adalet Ağaoğlu 2) 1998 Aydın Doğan Ödülü: Soysal ve Beşeri BilimlerProf. Dr. Doğan Kuban ve Prof. Dr. Emre Kongar 3) 1999 Aydın Doğan Ödülü: Görsel Sanatlar Ara Güler 4) 2000 Aydın Doğan Ödülü: Şiir Melih Cevdet Anday 5) 2001 Aydın Doğan Ödülü: Tarih İlber Ortaylı 6) 2002 Aydın Doğan Ödülü: Klasik Batı MüziğiAnkara Devlet Konservatuarı 7) 2003 Aydın Doğan Ödülü: Arkeoloji Ord. Prof. Dr. Sedat Alp ve Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu Hizmet Ödülü: Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü ve Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araşt. Enstitüsü 8) 2004 Aydın Doğan Ödülü: Türk Halk MüziğiYücel Paşmakçı Hizmet Ödülü: İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı ile Folklor Kurumu 9) 2005 Aydın Doğan Ödülü: Kent Mimarisi, Kent Dokusu İzmir Konak Meydanı Düzenlemesi ve Kastamonu Tarihi Kent Dokusu İyileştirme Projeleri 10) 2006 Aydın Doğan Ödülü: Resim Adnan Varınca 11) 2007 Aydın Doğan Ödülü: Moda Tasarımı Özlem Süer ve Ümit Ünal 12) 2008 Aydın Doğan Ödülü: Heykel Seyhun Topuz 13) 2009 Aydın Doğan Ödülü: Tiyatro Genco Erkal 14) 2010 Aydın Doğan Ödülü: Sinema Nuri Bilge Ceylan 15) 2011 Aydın Doğan Ödülü: Türk Halk MüziğiMehmet ÖzbekHizmet Ödülü: Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuarı 16) 2012 Aydın Doğan Ödülü: Öykü Selim İleri 17) 2013 Aydın Doğan Ödülü: Türk Müziği Prof. Dr. Nevzat Atlığ Türk Musikisi Vakfı 18) 2014 Aydın Doğan Ödülü : Fotoğraf Ozan Sağdıç Hizmet Ödülü: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü
Kadıköy Tarih Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi Açıldı
Kadıköy’ün mimarlık ve kültür mirasının değerli bir örneği olan Tarihi Şehremaneti binası, restore edilerek “Kadıköy Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi” (Tesak) olarak yeniden halka açıldı. 100. doğum yılında artık Kadıköylüye kütüphane olarak hizmet verecek olan 120 bin kitap kapasiteli bina, sadece Kadıköylü değil tüm İstanbullu kitapseverleri buluşturacak. Kadıköy’ün en güzel ve değerli yapılarından olan Şehremaneti’ni restore den Kadıköy Belediyesi, binayı , “Kadıköy Tarih, Edebiyat ve Sanat Kütüphanesi” (Tesak) olarak hizmete açtı. 15 Mart Cumartesi günü yapılan açılışta, Tesak’ın bilimsel yönlendirme ve danışmanlığını yapan Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın törende yaptığı açış konuşmasında, bu açılışın ‘’İstanbul’un kütüphaneli günlerinin başlangıcı olmasını diledi. Ortaylı, ‘’Aslında tarih boyunca İstanbul kütüphanesiz değil. 18. yüzyıldan beri var okumaya açık kütüphaneler. Bunlar daha çok Suriçi’ndeydiler. Ama kimi zaman yanlış konsepti kimi zaman da zamana uymadıkları için bu kütüphaneler kapanmış. Şimdi içinde bulunduğumuz bu sempatik, neo-klasik bina bir kütüphane ve kültür merkezi oluyor. Burası halka açık bir kütüphane olmasının yanı sıra, tematik toplantı, seminer gibi etkinlikler de olacak. Burası bir üniversite kampüsü gibi bir cazibe merkezi olsun istiyoruz. Bu da başta siz Kadıköylüler olmak üzere tüm kitapseverlere bağlı. Bu eseri İstanbul’a kazandırdıkları için Başkan Selami Öztürk’e ve kültür şövalyesi Murat Katoğlu’na teşekkür ediyorum.’’ dedi. bugunbugece.com
İlber Ortaylı'dan Kenan Işık'ın Son Durumu Hakkında Açıklama
Geçtiğimiz hafta beyin kanaması geçiren ünlü tiyatrocu ve sunucu Kenan Işık'ın tedavisi sürüyor. Hastaneye gelen İstanbul Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak ve tarihçi İlber Ortaylı, ünlü sunucunun durumu hakkında bildi aldı.  Spor salonunda çıktığında geçirdiği rahatsızlık sonucu yere düşüp başını betone çarparak beyin kanaması geçiren ünlü tiyatrocu ve TV sunucusu Kenan Işık'ın tedavisine yoğun bakımda devam ediliyor. Yaklaşık 1 haftadır uyutulan ünlü sucunun durumunun iyiye gittiği öğrenildi. Ünlü sunucuyu dostları da bir an olsun yalnız bırakmıyor. Sabah ve öğlen saatlerinde ünlü yönetmen Mehmet Aslantuğ, İstanbul Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, ünlü tarihçi İlber Ortaylı ve Mazhar Alanson'un eşi Biricik Suden hastaneye gelerek Işık'ın durumu hakkında bilgi aldı. Işık'ın durumu hakkında kısa bir açıklama yapan İlber Ortaylı, 'Beril ile görüştüm. Durumu iyiye gidiyor. Tedavisine yoğun bakımda devam ediliyor' dedi. Günlerdir eşinden gelecek iyi bir haberi bekleyen Beril Işık ise gazetecilere verdiği bilgide, büyük kafa travmalarında, sonraki tedavinin uzun sürdüğünü ve beynin iyileşmesi için zaman tanındığını, en önemli durumun ise zaman ve sabır olduğunu söyledi. Sabah
Vefa'da Tarihi Vefasızlık
Kiliseden camiye çevrilen Molla Gürani Camii'nde tarih siliniyor. 800 yıllık yapıda papaz odası tuvalete çevrildi. Mozaiklerin üzeri badana ile örtüldü. Girişe prefabrik ev yapılıp kat çıkıldı İstanbul Vefa’daki Molla Gürani Camii’nde tarihi izler siliniyor. Agios Theodoros Kilisesi olarak anılan ve Fatih Sultan Mehmet’in hocası tarafından camiye çevrilerek ‘Molla Gürani’ adını alan yaklaşık 800 yıllık yapı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Süleymaniye Koruma Alanı içinde ancak kaderine terk edilmiş durumda. Vefa’da ‘Kilise Cami’ olarak da bilinen yapıda Bizans döneminde ‘papaz odası’ olarak kullanılan bölüm fayans döşenerek tuvalet haline getirilmiş, aynı döneme ait kapılar beton dökülerek kapatılmış. Sütunların büyük bölümü, detaylar ve bezemelerin üzerleri de sıva, boya, kaplama ve halıyla örtülü. Serdar Korucu'nun Radikal'de yer alan haberine göre, yapının içinde giriş bölümünde prefabrik bir ‘ev’ inşa edildi, tuvaletin hemen yanından çıkan merdivenlerle ulaşılan üst kata da bir başka ‘daire’ oluşturuldu. Ayrıca Molla Gürani Camii’nin kapalı tutulan bahçesine de ‘gecekondu’ inşa edildi. Yani eski kilisede üç ailenin yaşayabileceği alan meydana getirilmiş durumda. 2010 yılında basında yer alan haberlerin ardından Vakıflar Genel Müdürlüğü restorasyon kararı aldığını açıklayıp 2011 projelerine dahil ettiğini duyursa da aradan geçen üç senede hiçbir değişiklik yapılmadı. Halbuki Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “İlgili koruma kurulunun onayını müteakip onaylı restorasyon projeleri doğrultusunda gerekli restorasyon çalışmalarına başlanılacaktır” denilmişti. Uzmanlarsa eski Bizans kilisesi için yetkilileri uyarıyor. Müzeye çevrilmeli Prof. Dr. İlber Ortaylı / Tarihçi Bu yapı geç Paleologos dönemine aittir. O dönem İtalyan etkisiyle yapılan mozaiklerin bir kısmı açılmıştı. Hepsi de çıkartılmadı. Fakat çok önemli mozaikler bulunuyor. Çok harap vaziyette. Duvarlarına birtakım musluklar açılmış, usulsüz eklemeler yapılmış. Duvarlarındaki yonca süslemelerinin ise haç zannedilerek üstü harçla kapatılmış durumda. Binanın çevresi de çok kötü durumda. Acilen korumaya alınması gerekiyor. Zaten cemaati de çok fazla değil. Özellikle ön cephesindeki giriş bölümü yani narteksin restore müzeye çevrilmesi lazım. Örnek olarak Fethiye Camii’nin alınması gerekiyor. Eyice: Emniyet devreye girsin Prof. Dr. Semavi Eyice / Sanat tarihçisi 1- derece önemde bir tarihi eser. Avrupa ’daki ilk sanat tarihi kitaplarına ilk giren yapılardandır. Güya din adamı yetiştiren bir kesimin elinde. Mozaikleri de berbat ettiler. Üstelik resmedilenler Hıristiyan azizleri değil Tevrat peygamberleri. Yani İslam’ın da tanıdığı peygamberlerin kral betimi ile portreleri bulunuyordu. 40-50 sene önce ortaya çıkartılan bu eserlerin üstünü badana ile kapattılar. Bu konuda Emniyet teşkilatının devreye girmesi gerekiyor.T24
İlber Ortaylı'dan Obama'ya: 'Ne Dediğini Bilmiyor'
Tarihçi İlber Ortaylı, Başbakan Erdoğan'ın 1915 olayları için yayınladığı taziye mektubunu değerlendirirken, ABD Başkanı Obama'nın konuyla ilgili sözlerini de eleştirdi.Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türk Ocağı'nın davetlisi olarak, 'Türkiye'nin Dış Meseleleri' konulu konferans için Bursa'ya geldi. Ortaylı, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Nisan'da 1915 olayları ile ilgili yayınladığı taziye mesajı ile ilgili konuşan Ortaylı, 'İnşallah kalıcı etkileri olur. Bakalım olacak mı? Zamanlamayı iyi yapmak lazım. Ne zaman söyleneceğini bilmek lazım. Arkası ne gelir çok iyi hesaplamak lazım. Bu gibi tartışmalarda yerinizi iyi saptayacaksınız. Tabii kulağını kapatıp; 'bana ne' de denmez dünyada. Her şeyin kendine göre inceliği vardır. Bunlar iki kere iki dört diye gitmez' dedi.'BEKLENEN NETİCE GELMİYOR'Bir gazetecinin ‘Erivan'da Türk bayrağının yakılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna Ortaylı, 'Bak gördüğün gibi beklenen neticeler gelmiyor. Başka şeyler de geliyor' diye cevap verdi. 'OBAMA NE DEDİĞİNİ BİLMİYOR'ABD Başkanı Obama'nın 1915 olaylarını 'Büyük Felaket' olarak adlandırmasının ne anlama geldiğinin sorulması üzerine Ortaylı, 'Büyük Felaket Ermenicesinin tercümesi. Burada filoloji yapacak değiliz. Obama kendi de ne kullandığını bilmiyor zaten. Birileri ona bir şey söylüyor' ifadelerini kullandı.'AVRUPA BİRLİĞİ VE OBAMAYI BEKLEMEMİZ ŞART DEĞİL'Rusya, Ukrayna geriliminde Türkiye'nin Kırım'da yaşayan Türkler için nasıl tutum izlemesi gerektiğini de değerlendiren İlber Ortaylı, 'Rusya orayı bırakacak değil. Çok zamandan beri tesirleri görülüyor. Bizim de oradaki kendi azınlığımızı korumak için Avrupa Birliği'ni veya Obama'yı beklememiz şart değil. Doğrudan Putin ile temasa geçip tartışmamız, sorunları ortaya yatırıp bir nevi pazarlığımızı yapmamız gerekiyor. Çünkü buna hakkımız var. Bunun için Avrupa Birliği falan beklenmez' dedi.Cumhuriyet
İlber Ortaylı Londra'da Konuştu: 'Türkler Tarih Bilmiyor'
LONDRA - Turkish Forum UK adlı vakfın konuğu olarak, 'Birinci Dünya Savaşı'nın 100'üncü Yıldönümünde İmparatorluğun Son Günlerinden Cumhuriyet'in Kuruluş Öyküsüne' başlıklı konferansta konuşan Prof.Dr. Ortaylı, hiçbir ülkenin aslında savaşa hazır olmadığını vurgularken, Türkler'in tarihi okumayı sevmediğini ve tarih bilmediğini belirtti. Prof.Dr. İlber Ortaylı, Türkiye'nin yeni sanayi dallarına girmek zorunda olduğununun, eğitime yeni impetus verilmesi gerekliliğini vurguladı. Prof.Dr. İlber Ortaylı, 'Her yere üniversite açıp, kandırmakla olmaz. Bugünkü liseler olsa ne Süleyman Demirel Başbakan, ne de Necmettin Erbekan Profesör olurdu' dedi. Londran merkezindeki Hyatt Regency The Churchill Hotel'de düzenlenen geceye sefire Emel Çeviköz, Başkonsolos Emirhan Yorulmazlar, Elçi Müsteşar Fatih Ulusoy'un da aralarında bulunduğu 200'e yakın konuk katıldı. Prof. Ortaylı yeni Osmanlıcılık konusunda Dışişleri Bakanının ciddi bir bilgi birikimi olmadığını kaydetti. Osmanlı'nın 1'inci Dünya Savaşı'na girmemesi halinde, en büyük zenginliği olan nüfusunun kendisine kalacağını, Kudüs, Hicaz 'ın Türklerin elinde bulunacağını söyledi. Konukların büyük ilgi gösterdiği ve fotoğraf çektirmek, kitap imzalatmak için kuyruk oluşturduğu gecede, Prof.Dr. Ortaylı iki saat süren konuşmasında, Birinci Dünya Savaşı'nda Avrupa ülkeleri ve Osmanlı İmparatorluğu'nun durumunu irdeledi. Esprili konuşmaları ile sıcak bir ortamda gerçekleşen konferansta, konuklar tarih profesörüne yakın ilgi gösterdi. Turkish Forum UK Başkanı Zeren Safa, Prof.Dr. İlber Ortaylı'yı 3 yıl sonra yeniden ağırlamaktan büyük gurur ve mutluluk duyduklarını söyledi. Birinci Dünya Savaşı sonunda, Britanya, Avusturya-Macaristan imparatorlukları, Rusya, Fransa'nn durumunu ele alan Prof. Ortaylı, savaşların bazı ülke ordularının, donanmalarının işe yaramadığını ortaya koyduğunu, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın bağımsızlık isteğini ortaya çıkarttığını söyledi. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ordularının muhteşem şeyler yarattığını, Kurtuluş Savaşı başarılarının onlardan çıktığını kaydeden Prof.Dr. Ortaylı, şöyle konuştu: 'Türk Ordusu, İngiliz Ordusu'nu 4 yıl tuttu. İngiliz ordusunu 4 yıl tutan başka ordu yok. İngilizler bunu beklemiyordu. Savaş sonunda , daha önce kaybedilen Kars, Ardahan, Artvin bize kalsa da, ham hayallerimizin hiçbiri gerçekleşmedi. Çiftçilerimiz, askerlerimizi, zanaatkarlarımızı tamamen kaybetti ve Türkiye bunu ancak 50 yılda telafi edebildi. Birden bir kalite düşüşü oldu. Türkiye bu yavanlığından kurtulmak için çok uğraştı, Atatürk'ü de bu yavanlığımız hasta etti.' 'MİKRO MİLLİYETÇİLİKLERİN SONU YOK' Birinci Dünya Savaşı sonunda dünyanın küçüldüğünü, etnik parçalanmaların olduğunu ve bugün hala devam ettiğini belirten Prof.Dr. İlber Ortaylı, şöyle dedi: 'Dünyada 5 bin dil konuşuluyor. Mikro milliyetçiliklerin sonu yok. Bunların üzerinde durulması gerekiyor. Avusturya-Macaristan imparatorluğu kalmadı, Britanta İmparatorluğu eskisi gibi olmadı. Kuvvetli demokrasi, özgün parlamenter sistemi kuvvetli olduğu için devam etti. Ancak birçok müttefiği bu vasfını koruyamadı. Osmanlı imparatorluğunun gücü tükendi. Para sistemi çöktü. Kadınlar çalışma hayatına girdi, Osmanlı imparatorluğu kadın memur almaya başladı. Feminist hareketçilik, sosyalist harekete eskisi gibi kötülük yapamadılar. Arap dünyası 3 günde dağıldı, manda idareleri kuruldu. Osmanlı 15-20 sene dayanabilse, coğrafyaları bugünkü gibi zayıf olmazdı.' 'ALMANYA'NIN POLİTİKASI DİKKATLE İZLENMELİ' Konuşmasında Birinci Dünya Savaşına niye girildiğinin muamma olduğunu, 2.Dünya Savaşına girişin ise ortada olduğunu belirten Prof.Dr. İlber Ortaylı, şöyle konuştu: “ Bu gibi ülkelerin tekrar tekrar dünya idaresine el atmaları tehlikelidir. Şimdi ortaya Çin çıktı. Almanya'nın politikası dikkatle izlenmesi gereken bir politikadır. Avrupa'Nın iktisadi entegrasyonunu kendi politikaları ile engelliyorlar' dedi. İlgiyle dinlenen konuşması bitiminde soru ve cevap bölümünde ise Ortaylı, Osmanlı İmparatorluğunun savaşa hazırlığın olduğunu, hem Galiçya, hem Afrika, Mezopotamya, hem Suriye, Kafkaslarda imparatorluğu ordunun savunduğunu söyledi. “Ancak hiçbir devlet aslında savaşa hazır değildir. Savaşların sonunda para el değiştirdi, ülkeler tarihi bilmiyorlardı.. Maalesef Türkler tarih okumuyor, tarih okumayı da sevmiyor. Osmanlı düşmanlığı deyimi boş şeyler, gülünç' diye devam etti. 'EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİMİZ NÜFUSUMUZ BİLE KALIRDI' Bir başka soruda ise Prof.Dr. İlber Ortaylı, Osmanlı'nın savaşa girmese veya geç girsmesi halinde kolay kolay rahatsız edilemeyecek konumda bulunacağını savunurken, 'En büyük zenginliğimiz nüfusumuz bize kalırdı Arap dünyası daha iyi olurdu, Kudüs, Hicaz Türklerin elinde kalırdı' yanıtını verdi. Son yıllarda Yeni Osmanlıcılık akımının çıktığına ilişkin soruya ise, “Dışişleri bakanının ciddi bir tarih bilgisi birikimi olduğunu zannetmiyorum' diye yanıt verdi. Son dönemde birçok yemeğe davet edildiğini ve en taze konuşma konusunun 'Muhteşem Yüzyıl' dizisi olduğunu kaydeden Prof.Dr. Ortaylı, dizide çok tarihsel hata yapıldığını, Venedik'te prenses, kontların olmadığını belirterek, ölçüsüzlükler görüldüğünü söyledi. Osmanlı'nın sıtma ve frengi ile savaşı becerdiğini, Rumeli'den gelen göçlerle de ırkların güzelleştiğine dikkati çeken Ortaylı, dinleyicilere Şevket Süreyya Aydemir'in 'Suyu Arayan Adam' kitabını mutlaka okumalarını önerdi. Türkiye'nin sanayi rotasını değiştirmesi halinde gelişebileceğini kaydeden Prof.Dr. İlber Ortaylı, 'Türkiye, işleyen bir makinadır, buna böyle bakılmalıdır. Sanayi rotamızı değiştirirsen Türkiye gelişebilir. Yeni sanayi dallarına girmek zorundasınız. Eğitime yeni impetus vermek zorundasınız. Her yere üniversite açıp, çocukları kandırmakla olmaz. Doğru dürüst insan yetiştireceksiniz. Toplantılarla bunlar olmaz. Bugünkü liselerle ne Süleyman Demirel başbakan, ne de Necmettin Erbekan Profesör olurdu' diyerek konuşmasını alkışlarla bitirdi. İki saat sonunda izleyiciler Prof.Dr. İlber Ortaylı'yı kutlayarak, en son kitabı 'İmparatorluğun Son Nefesi' ve diğer eserlerini imzalatmak ve fotoğraf çektirmek için uzun kuyruklar oluşturdular. Ortaylı da gördüğü ilgiden memnunluğunu dile getirdi. Turkish Forum UK Başkanı Zeren Safa, ikinci defa davetlerine katılan Prof. İlber Ortaylı'ya teşekkür ederek, kendisini yeniden aralarında görmekten büyük mutluluk duyduklarını söyledi.Yurt